Abdülhak Adnan Adıvar (1882 – 1955), Türk siyasetçi, bilim insanı, hekim ve yazar olarak Cumhuriyet’in ilk döneminde önemli roller üstlenmiş çok yönlü bir aydındır. Tıpta, siyasette ve fikir hayatında derin izler bırakmıştır. Aynı zamanda Halide Edib Adıvar’ın eşidir.
Eğitim ve Bilim Hayatı:
-
1905’te Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’yi (Askerî Tıp Okulu) birincilikle bitirdi.
-
Almanya’da tıp ihtisası yaptı, biyoloji ve fizyoloji konularında çalıştı.
-
Türkiye’ye döndükten sonra Darülfünun’da (İstanbul Üniversitesi) profesörlük yaptı. Aynı zamanda Türk bilim tarihiyle ilgilenen ilk kişilerden biridir.
-
“İslâm Medeniyetinde İlim ve Teknik” adlı eseri bu alanda öncüdür.
Siyasi Hayatı:
-
II. Meşrutiyet sonrasında siyasete atıldı; İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne kısa süreli üyeliği oldu.
-
Cumhuriyet’in ilanından sonra, 1923’te Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girdi.
-
1924’te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kurucuları arasında yer aldı.
-
Atatürk’e ve tek parti yönetimine karşı daha özgürlükçü bir siyasi çizgiyi savundu.
-
1925’te Şeyh Said İsyanı sonrası parti kapatıldı, Adnan Adıvar bir süre yurtdışına çıktı.
Edebi ve Düşünsel Faaliyetleri:
-
Avrupa’da bulunduğu yıllarda özellikle bilim tarihi üzerine yazılar yazdı, çeviriler yaptı.
-
1946’da Türkiye’ye döndükten sonra milletvekili oldu ve çok partili hayata geçiş sürecinde etkin bir figür olarak yer aldı.
Önemi:
Abdülhak Adnan Adıvar, hem bilim ile dinî düşünce arasında köprü kurmaya çalışan, hem de demokratik değerleri savunan, Cumhuriyet dönemi aydınlarının başında gelir. Akademik üretkenliği, siyasi duruşu ve özgürlükçü tavrıyla modern Türk düşünce tarihinde özgün bir yer edinmiştir.
Abdülhak Adnan Adıvar, Türk yazar, doktor ve siyasetçi olarak Türkiye’nin erken Cumhuriyet dönemi entelektüel yaşamında önemli bir figür olarak öne çıkmaktadır. 1882 yılında Gelibolu’da doğan Adıvar, eğitimine İstanbul’da başladı. Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’den mezun olduktan sonra eğitimine Paris’te devam etti. Avrupa’da kaldığı süre boyunca batı düşüncesi ve bilimsel gelişmelerle yakından ilgilendi.
Adıvar’ın entelektüel birikimi ve düşünsel altyapısı, Osmanlı İmparatorluğu‘nun son döneminde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında onun önemli roller üstlenmesine olanak sağladı. Dönüşünün ardından, İstanbul Darülfünunu’nda (günümüz İstanbul Üniversitesi) öğretim üyeliği yaptı ve burada tıp ve bilim alanında dersler verdi. Bu dönemde Osmanlı bilim tarihine yönelik araştırmalarıyla da dikkat çekti.
Adnan Adıvar, siyasete olan ilgisi nedeniyle 1908’de Meşrutiyet’in ilanından sonra Osmanlı Meclis-i Mebusan’ına milletvekili olarak girdi. Ancak, asıl siyasi etkinliğini Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında gösterdi. Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul’un işgali üzerine Anadolu’ya geçerek Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğindeki Milli Mücadele’ye katıldı. Ankara’ya yerleşen Adıvar, 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) ilk Sağlık Bakanı olarak atandı. Bu dönemde, sağlık reformları ve halk sağlığının iyileştirilmesi yönünde önemli çalışmalar gerçekleştirdi.
Adıvar’ın entelektüel mirası sadece siyasetle sınırlı değildi. Bilim ve fikir adamı olarak da tanındı. Özellikle “Osmanlı Türklerinde İlim” adlı eseriyle Osmanlı İmparatorluğu’ndaki bilimsel gelişmeleri detaylı bir şekilde inceledi. Eşi Halide Edib Adıvar ile birlikte, Türkiye’de modernleşme ve batılılaşma konularında etkili çalışmalar yaptı.
1924 yılında siyaset sahnesinden çekilen Adıvar, kendini araştırmaya ve yazmaya adadı. Türkiye’nin bilim tarihi üzerine yaptığı çalışmalar, onu bu alanda öncü bir figür haline getirdi. Adnan Adıvar, 1955 yılında İstanbul’da vefat etti. Geride bıraktığı eserleri ve fikirleri, bugün de bilim, tarih ve siyaset alanında önemini korumaktadır.