Ali Şir Nevaî, 15. yüzyılın sonlarında Orta Asya Türk edebiyatının en önemli ve etkili isimlerinden biri olarak kabul edilen bir şair, yazar ve devlet adamıdır. 1441 yılında bugünkü Afganistan sınırları içerisinde yer alan Herat kentinde doğmuştur. Timurlu İmparatorluğu zamanında yaşamış olan Nevaî, dönemin entelektüel ve kültürel merkezi olan Herat’ta, Sultan Hüseyin Baykara’nın himayesinde yetişmiştir. Sultan Hüseyin Baykara ile olan dostluğu ve yakınlığı sonucunda sadece edebi çalışmalar yapmakla kalmamış, aynı zamanda devlet işlerinde de önemli görevler üstlenmiştir.
Ali Şir Nevaî, Türk dilinin edebi bir dil olarak kabul edilip gelişmesinde büyük rol oynamıştır. Türkçenin Farsça ve Arapça kadar zengin ve güçlü bir dil olduğunu savunmuş ve bu görüşünü eserleriyle kanıtlamaya çalışmıştır. En bilinen eseri “Muhakemetü’l-Lügateyn”dir. Bu eserinde Türkçe ve Farsçayı karşılaştırarak, Türkçenin üstün yönlerini ve edebi eserler için uygunluğunu savunmuştur. Nevaî, Türkçeyi edebi bir dil olarak kullanma konusunda öncü olmuş ve bu alanda birçok eser vermiştir.
Nevaî’nin en önemli eserlerinden biri de “Hamse” adlı beş mesnevisidir. Bu eserler; “Hayretü’l-Ebrar”, “Ferhad ü Şirin”, “Leyla vü Mecnun”, “Seb’a-i Seyyar” ve “Sedd-i İskenderi” adlı mesnevilerdir. Bu eserler, Nevaî’nin edebi gücünü ve dil üzerindeki hakimiyetini göstermektedir. Ayrıca, aşk, adalet, dostluk ve insanlık gibi evrensel temaları işlerler. Nevaî’nin başka önemli eserleri arasında “Mecalisü’n-Nefais”, “Lisanü’t-Tayr” ve “Nasayimü’l-Mahabbe” gibi eserler bulunmaktadır. “Mecalisü’n-Nefais”, Türk edebiyatının ilk şairler tezkiresi olarak kabul edilmektedir ve dönemin birçok önemli şahsiyetine dair bilgiler içermektedir.
Nevaî’nin şiirlerinde, doğu mistisizmi, tasavvuf ve aşk temaları ön plandadır. Şiirlerinde derin bir lirizm ve estetik zenginlik göze çarpar. Aynı zamanda, toplumsal olaylara ve adaletsizliklere de duyarlı bir şekilde yaklaşmıştır. Nevaî, birçok rubai, gazel ve kaside de kaleme almıştır. Bu şiirlerinde hem aşk ve güzellik gibi bireysel temaları hem de sosyal eleştiriler içeren konuları işlemiştir.
Ali Şir Nevaî’nin Türk diline ve edebiyatına katkıları sadece eserleriyle sınırlı kalmamış, aynı zamanda onun çabaları sayesinde Türkçe, resmi yazışmalarda ve edebi eserlerde daha fazla kullanılır hale gelmiştir. Nevaî, eserlerinde kullandığı dilin sadeliği, akıcılığı ve zenginliği ile birçok şaire ilham kaynağı olmuştur.
Nevaî’nin etkisi, sadece yaşadığı dönemi değil, sonraki yüzyılları da etkilemiş ve Türk edebiyatında önemli bir yer edinmiştir. O, şiirleri ve nesirleriyle, sadece bir edebi figür değil, aynı zamanda kültürel bir ikon ve dilin gelişiminde bir dönüm noktası olarak kabul edilir.