Albastı, Türk halk inanışlarında önemli bir yer tutan ve genellikle doğum yapan kadınlar arasında görüldüğüne inanılan bir tür mistik varlık veya hastalıktır. Geleneksel Türk kültüründe, Albastı’nın olumsuz etkilerinden korunmak adına çeşitli önlemler alınmış ve bu inanç, özellikle Anadolu’da yaygın olarak kabul görmüştür.
Albastı, çoğunlukla lohusa kadınlar ve yeni doğan bebekler üzerinde etkili olduğuna inanılan bir ruh veya kötü bir kuvvet olarak tanımlanır. İnanışa göre, Albastı’nın etkisi altındaki kişilerde ani ateşlenme, titreme, halsizlik gibi fiziksel belirtiler ortaya çıkabilir. Bunun yanı sıra, psikolojik etkileri arasında korku, endişe ve huzursuzluk hisleri de sayılabilir. Albastı’nın, doğum sonrasında lohusa kadınların ruhsal ve fiziksel sağlığını tehdit ettiği düşünülmektedir.
Albastı inancı, Türk mitolojisinin yanı sıra Orta Asya’dan Anadolu’ya göç eden Türk boyları arasında da varlığını sürdürmüştür. Bu inanç, sadece Türkler arasında değil, Orta Asya, Kafkasya ve Balkanlar’daki diğer halklar arasında da benzer şekillerde görülmektedir. Albastı’nın, Slav mitolojisindeki “domovoy” ya da İran mitolojisindeki “al” gibi figürlerle benzer özellikler taşıdığı gözlemlenmiştir.
Albastı’nın olumsuz etkilerinden korunmak için çeşitli ritüeller ve uygulamalar geliştirilmiştir. Bu uygulamalar, genellikle lohusa kadının ve bebeğin korunmasına yönelik olarak yapılır. Lohusa kadınların odaya yalnız bırakılmaması, odanın sürekli aydınlık tutulması ve belirli duaların okunması gibi önlemler alınır. Ayrıca, lohusa kadının başucuna kesici aletler koymak, kırmızı kurdeleler bağlamak gibi pratikler de yaygın olarak uygulanmaktadır. Bu ritüellerin, Albastı’nın zararlı etkilerini uzak tutacağına inanılır.
Albastı’nın kökeni ve ne tür bir varlık olduğu konusunda net bir bilgi bulunmamakla birlikte, bu inanışın halk arasında yaygınlaşmasında ve kuşaktan kuşağa aktarılmasında kültürel ve toplumsal faktörlerin büyük rol oynadığı söylenebilir. Albastı, bir yandan halk arasında korku ve endişe uyandırırken, diğer yandan toplumsal dayanışmayı ve anne ile bebeğin korunması gerekliliğini de vurgulamaktadır.
Günümüzde, bilimsel gelişmeler ve modern tıbbın ilerlemesiyle birlikte Albastı inancı azalmış olsa da, özellikle kırsal bölgelerde ve geleneksel yaşam tarzının sürdüğü topluluklarda varlığını kısmen de olsa sürdürmektedir. Albastı’nın yarattığı psikolojik ve fiziksel etkiler, modern tıpta “lohusa humması” veya “postpartum depresyon” gibi tanımlamalarla açıklanmaktadır. Ancak, kültürel ve folklorik yönü göz önünde bulundurulduğunda Albastı, Türk halk kültürü içerisinde önemli bir yere sahiptir.
Albastı inancı, Türk halk kültürünün zengin ve mistik bir parçasını oluşturmaktadır. Bu inanç, tarih boyunca toplumların doğum ve ölüm gibi yaşam döngüsü olaylarına mistik anlamlar yükleme eğiliminin bir örneğidir. Albastı, halk arasında hem korkulan hem de saygı duyulan bir varlık olarak, kültürel hafızada yerini korumaya devam etmektedir.