Ahmedi, 14. yüzyılın sonları ile 15. yüzyılın başlarında yaşamış Osmanlı döneminin önemli şairlerinden biridir. Gerçek adı, bazı kaynaklarda “Tajeddin İbrahim bin Hızır” olarak geçmektedir. Doğum tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, 1334 veya 1335 yılında Amasya’da doğduğu tahmin edilmektedir. Ahmedi, dönemin kültürel ve edebi atmosferine büyük katkı sağlamış ve Osmanlı edebiyatının gelişiminde önemli rol oynamıştır.
Ahmedi’nin yaşamı hakkındaki bilgiler sınırlıdır, ancak onun iyi bir eğitim aldığı ve dönemin önemli bilim ve edebiyat merkezlerinden biri olan Amasya’da yetiştiği bilinmektedir. Ahmedi, dönemin ileri gelenlerinden destek alarak eğitimine devam etmiş ve Arapça, Farsça gibi dillerin yanı sıra İslam bilimlerinde derinlemesine bilgi sahibi olmuştur. Ahmedi’nin, Osmanlı sarayında da önemli bir yeri olduğu ve saray çevresinde kendisine saygı duyulduğu bilinmektedir.
Ahmedi’nin edebi kişiliği, özellikle nazım alanında yaptığı çalışmalarla öne çıkmaktadır. En bilinen eseri “İskendername”dir. Bu eser, Büyük İskender’in hayatını ve fetihlerini konu alan bir mesnevidir. İskendername, hem Fars edebiyatından etkilenmiş hem de Türk edebiyatına özgü unsurlar taşımaktadır. Eser, dönemin önemli edebi türlerinden biri olan mesnevi tarzında kaleme alınmış olup, alegorik anlatımı ve didaktik içeriği ile dikkat çeker. Ahmedi, İskendername’de, İskender’in başarıları ve erdemleri üzerinden dönemin yöneticilerine ve okurlarına ahlaki dersler vermeyi amaçlamıştır.
Ahmedi’nin bir diğer önemli eseri “Cemşid ü Hurşid” adlı mesnevidir. Bu eser, bir aşk hikayesini konu alır ve romantik unsurlar ile mistik düşünceleri bir arada sunar. Ahmedi, bu eseriyle de hem sanatının gücünü hem de dil hakimiyetini ortaya koymuştur. Edebiyat tarihçileri, Ahmedi’nin dil ve üslup bakımından oldukça güçlü bir şair olduğunu belirtmektedirler. Onun eserleri, hem Osmanlı sarayında hem de halk arasında geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmıştır.
Ahmedi’nin şiirlerinde, dönemin sosyal ve kültürel yapısı hakkında da önemli ipuçları bulmak mümkündür. Ahmedi, sadece bir şair değil, aynı zamanda bir düşünür olarak da kabul edilmektedir. Eserlerinde, insanın dünya ile ilişkisini, ahlaki değerleri ve toplumsal sorumlulukları sorgulayan ve okuyucusunu düşündüren bir yaklaşım sergilemiştir.
Ahmedi’nin eserleri, sonraki dönemlerde de birçok şair ve yazar için ilham kaynağı olmuştur. Bu yönüyle, Osmanlı edebiyatında bir köprü rolü üstlenmiş ve edebi geleneğin gelişmesine katkı sağlamıştır. Ahmedi’nin eserleri, hem içerik hem de biçim açısından Türk edebiyatında önemli bir yere sahiptir.
Ahmedi, 1413 yılında vefat etmiştir. Mezarı, Amasya’da bulunmaktadır ve günümüzde de ziyaret edilmektedir. Ahmedi’nin ölümünden sonra da eserleri değer görmüş, edebi ve kültürel mirası korunarak günümüze taşınmıştır.
Ahmedi, Osmanlı edebiyatının önemli isimlerinden biri olarak, edebi eserleri ve düşünceleriyle Türk edebiyatının temel taşlarından birini oluşturmuştur. Onun eserleri, Türk edebiyatının zenginliğini ve derinliğini anlamak açısından önemli bir kaynak niteliğindedir.