Bugün sizlerle, Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olan “Büyük Taarruz” konusunu derinlemesine inceleyeceğiz. Bu zafer, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesindeki azim ve kararlılığının en büyük göstergelerinden biridir. Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı’nın son aşamalarından biri olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına giden yolda kritik bir öneme sahiptir.
Büyük Taarruz, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında 26 Ağustos 1922’de başlayan ve 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da kazanılan zaferle sonuçlanan askeri harekâttır. Türk ordusu, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Yunan işgaline son vermek ve Anadolu’yu düşman kuvvetlerinden temizlemek amacıyla bu taarruzu başlatmıştır. Taarruzun başarıyla tamamlanmasının ardından Yunan kuvvetleri Anadolu’dan çekilmeye başlamış ve Türk ordusu İzmir’e kadar ilerlemiştir. Bu zafer, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda önemli bir dönüm noktası olmuş ve 9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtuluşu ile taçlanmıştır. 30 Ağustos Zafer Bayramı olarak kutlanmaktadır ve Türkiye’nin ulusal bayramlarından biridir.
19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışıyla başlayan Kurtuluş Savaşı, işgal altındaki Anadolu’nun bağımsızlığı için sürdürülen bir direniş hareketidir. Bu hareketin sonucunda, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla yeni bir devletin temelleri atılmaya başlanmıştır. Ancak, bu bağımsızlık mücadelesi henüz nihai bir zafere ulaşmamıştı. Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde düşman kuvvetlerinin varlığı devam ediyordu ve bu durum Türk milletinin özgürlüğü için büyük bir tehdit oluşturmaktaydı.
Büyük Taarruz, bu tehditlere karşı topyekûn bir saldırı planı olarak 26 Ağustos 1922 tarihinde başlamıştır. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğindeki Türk ordusu, düşmana karşı büyük bir kararlılıkla harekete geçmiştir. Taarruzun hazırlık süreci, Türk ordusunun stratejik ve taktiksel anlamda ne kadar iyi organize olduğunu göstermektedir. İstihbarat, lojistik ve moral desteği açısından çok iyi planlanmış bu operasyon, aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlık azminin de bir yansımasıdır.
Büyük Taarruz’un en kritik anı, şüphesiz ki 30 Ağustos 1922 tarihinde gerçekleşen Dumlupınar Meydan Muharebesi’dir. Bu tarihte, Türk ordusu düşman kuvvetlerine karşı kesin bir zafer kazanmış ve onları geri çekilmeye zorlamıştır. 30 Ağustos Zaferi, sadece askeri bir başarı değil, aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlık sevdasının simgesi haline gelmiştir. Bu zafer, her yıl Zafer Bayramı olarak kutlanmakta ve Türk milletinin geçmişteki azmini ve kararlılığını yad etmemize vesile olmaktadır.
Dumlupınar’daki başarı, düşmanın Anadolu’dan tamamen çekilmesi için bir dönüm noktası olmuş ve 9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtuluşuyla sonuçlanmıştır. Bu süreç, Kurtuluş Savaşı’nın fiilen sonlandığı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş hazırlıklarının başladığı dönemi ifade etmektedir.
Büyük Taarruz; vatan topraklarının düşman işgalinden kurtarılması için yapılan en büyük hamlelerden biridir. Bu zafer, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinde ne denli kararlı ve cesur olduğunu göstermiştir. Atatürk’ün ileri görüşlülüğü ve Türk ordusunun üstün gayreti bu zaferin kazanılmasındaki en önemli etkenler olmuştur.
Bu önemli tarihi olayı anarken, Türk milletinin bağımsızlık uğruna verdiği mücadeleyi ve kazandığı zaferleri unutmamamız gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum.