Abdullah bin Zübeyr, İslam tarihinin önemli isimlerinden biri olup, hem erken dönem İslam’da hem de Emeviler döneminde önemli rol oynamıştır. Abdullah bin Zübeyr, İslam’ın ilk halifesi olan Hz. Ebubekir’in kızı Esma bint Ebubekir ile sahabenin önde gelen isimlerinden Zübeyr bin Avvam’ın oğlu olarak 624 yılında Medine’de doğmuştur. Ailesi, İslam’ın ilk döneminden itibaren Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v.) yakınlığı ile bilinir, bu nedenle Abdullah bin Zübeyr de İslamî ilimlerde derinlemesine bir eğitim almıştır.

Henüz çocukken Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ile olan yakın ilişkisi ve onun yanında büyümesi, Abdullah b. Zübeyr’in dinî ve ahlaki değerlerle yoğrulmasında etkili olmuştur. Babası Zübeyr bin Avvam’ın savaşlara katılması ve İslam’a olan bağlılığı, Abdullah bin Zübeyr’in de cesur ve dirayetli bir Müslüman olmasında rol oynamıştır. Abdullah, genç yaşta İslam topluluğunda sorumluluklar almaya başlamış, cesareti ve liderlik vasıfları ile tanınmıştır.

Hz. Osman’ın halifeliği döneminde Abdullah b. Zübeyr, devletin idari işlerinde etkin rol almış ve bilgeliği ile dikkat çekmiştir. Ancak esas itibarıyla Emevi halifesi Yezid bin Muaviye döneminde baş göstermiş olan huzursuzluklar sırasında ortaya çıkmıştır. Yezid’in iktidarını kabul etmeyen Abdullah b. Zübeyr, Mekke’ye dönerek burada kendi liderliğini ilan etmiştir. Abdullah bin Zübeyr, 680 yılında Hüseyin bin Ali’nin Kerbela’da şehit edilmesinden sonra, Emevi halifeliğine karşı bir alternatif olarak Kitap ve Sünnet’e dayalı yönetim anlayışı ile kendi halifeliğini Mekke merkezli olarak ilan etmiştir.

Mekke ve Medine halkı başta olmak üzere birçok kişi Zübeyr’e biat etmiştir. Ancak Abdullah bin Zübeyr’in halifeliği, Emevilerle olan mücadeleler ve muhalefet sebebiyle zorlu geçmiş, nihayetinde 692 yılında Emevi komutanı Haccac bin Yusuf’un kuşatması sonucunda Mekke’de şehit edilmiştir. Abdullah bin Zübeyr’in şehadeti, İslam tarihindeki önemli direniş hareketlerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Zübeyr’in, İslam tarihindeki önemi günümüzde de devam etmektedir. Şahsiyeti, cesareti ve dinî bağlılığı, birçok Müslüman için ilham kaynağı olmuştur. Özellikle adalet ve hak mücadelesindeki kararlılığı, İslam tarihindeki direniş simgelerinden biri olmasına neden olmuştur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir